Savaşma, Giyin

Yazar Aydın Yıldırım

Aydın YıldırımHer sabah uyanmak için harcadığımız enerji kadar “bugün ne giyeceğim” konusu başlıklı bir sarmalın içinde buluruz kendimizi. İlk adım olarak daha yatağımızdan kalkmadan teorik olarak kafamızda her şey hazırdır, mutlu oluruz, ta ki giymeyi planladığımız, sevgilimizin hediyesi, azur mavisi gömleği kirli sepetinde gördüğümüz dakikaya kadar, hele birde dünkü çoraplarımızı buzdolabının mahrem bölgesi sınırları içinden bize göz kırptığını görmek sabah sabah sert bir kahve etkisi yaratır bedenimizde.

Erkeklerin modayla savaşıKafamızı kaşıya kaşıya elbise dolabına yönelir, yeni umutlara kapılır bu eda ile dolabımızı aralarız…ve her bir askıya dokunarak göz gezdiririz, gözümüzün önündeki film şeridinde dolabımızda ki her halimizi iş yerimiz içinde usta bir kameraman havasında filme alırız, filmin sonu maalesef kötü bitmektedir, çünkü filmin her dakikasında eleştiri yağmuruna tutarız zavallı kendimizi, çok çetin bir iç savaşın içinde buluruz kendimizi, o an düşünmeyiz ki bizi ön yargılarımız, endişelerimiz o savaşa sürüklüyor.

Derken kahvaltıda buluyoruz kendimizi, önümüzdeki kızarmış ekmekleri gündemimize alıyoruz bir anda, düşünmüyoruz elbiseyi, dolabı, şıklığı, zarafeti..

Kahvaltı sonrası orta yaş ruhunun olgunluğu ile açıyoruz dolabımızı tekrar, rahatlık ve sadeliği buluşturuyoruz aynadaki halimiz ile, acabaları düşünmüyoruz, savaşmıyoruz ne kendimizle ne başkalarının düşünceleri ile..

Aynada ki duruşumuzu tebessüm ile sonlandırıp güne tekrar Merhaba diyoruz..

İlgili Yazılar

Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.